Ortalama 30 yaş üzerindeki saçsız veya saçlarında seyrelmeler yaşayan kişilere uygulanabilir.  

Donör bölgeden greft alımı ve uygulama bölgeleri belirlendikten sonra 5-8 saat arası bir süreyi kapsar. Ekilecek alanın genişliği, greft sayısı gibi konular işlem süresi değişkenlik gösterebilir. 

Saç ekimi operasyonu lokal anestezi altında yapılan bir operasyon olduğu için hiçbir koşulda acı ve ağrı hissedilmez. Saç ekimi acı veren bir operasyon değildir.

Saç ekimi sonrası 10-30 gün süreyle oluşabilen bu dökülmeler sebebiyle saç ekim merkezleri, panik içinde gelen hastalara alışkındır. Ekilen saçların dökülmesi çok mümkün olmasa bile saç bakımı elden bırakılmamalıdır. Ancak ekim işleminden sonra kalıcı saçların çıkma süreciyle ilgili bilinmesi gereken bazı aşamalar var. Örneğin şok dökülme süreci. Bu, saç ekimi sonrasında mutlaka gerçekleşmesi gereken bir durumdur. Yani, saç ekimi ameliyatından 20-30 gün sonra, ekilen greftlerdeki saç tellerinin hızlı bir şekilde dökülmesi, beklenen bir durumdur. Ardından kalıcı saçlar yavaş yavaş büyümeye başlar. Büyüme ortalama 7 ile 15 gün içinde başlar, 2 yıl boyunca devam eder. Ancak yeni ekilen saçlar DTH hormonuna karşı duyarsız olsa da, özellikle, kafa derisinin üst ve ön bölümündeki var olan saçlar DTH’ye karşı duyarlı olduğundan dökülmeye devam edebilir. Bu nedenle, saç ekimi tasarımı, bu riskin göz önüne alınarak yapılmalıdır. İleride kafa derisinde istenmeyen boşluklar oluşmaması açısından çok önemlidir.  

Saç ekimi sonrası doktorumuzun size vereceği bakım çantası ve doktorumuzun tedavi planlamasına uymanız gerekmektedir. Bebe şampuanları bu süreç için en yararlı şampuanlardır. İlk yıkamadan sonra 2 haftaya kadar saçlarınızı her gün yıkayın. 

Saç ekiminden sonraki 15 günlük sürede dikkat edilmesi gereken birçok unsur bulunmaktadır.
Ekim sonrası kullanım için doktorunuzun verdiği ağrı kesici ve antibiyotik ilaçları düzenli olarak kullanın. 

• Güneşli ve yağmurlu havalarda şapkasız dolaşmayın. 
• İlk 3 gün boyunca, saçlarınızı kesinlikle ıslatmayın. 
• İlk 3 gün cinsel beraberlikten uzak durun. 
• İlk hafta antibiyotik ilaçlar kullanacağınız için alkollü içeceklerden uzak durun.
• İlk 15 gün boyunca her türlü ağır spor ve işleri yapmayın. 
• İlk 1 hafta başta olmak üzere, iki hafta boyunca uyurken dikkatli olun, ekim bölgesini yastığa veya herhangi bir bölgeye sürtmeyin. 
• İlk 10 gün boyunca araçlara binerken veya ranzalı yataklarda yatarken kafanızı darbelerden koruyun.
• Saç köklerine kan akışının düzenli olması için tütün tüketimini kısıtlayınız.
• İlk 3 gün, alın bölgesinde herhangi bir şişlik oluşmaması için, öne doğru eğilmemeye gayret gösterin.

Saç ekiminden sonra saçların uzaması ve doğal halini alması 8 ay ve 1 yıl arası bir süreçtir.

Yapılan tüm araştırmalar sonucu derinizi ve saç kökünüzü tanıyan saç ekim işlemlerinde sonrasında saç dökülmesine rastlanmamaktadır. Tüm saç ekimi tekniklerinde saçların çıkış yılı aşsa da saç çıkma işlemi ve seansları tamamladıktan sonra kendi saçınız gibi doğal bir görünümle saç dökülmesi yaşamadan ömür boyu kullanabilirsiniz.

Saç ekiminin yan etkileri kişiden kişiye farklılıklar gösterebilmektedir. Saç ekiminde oluşabilecek yan etkiler; ödem, kıl kökü iltihabı, asimetri, kanama, kabuklanma, hissizlik, ekilen greftlerin yerinden ayrılması ve donör bölgesinde dökülme şeklinde karşımıza çıkabilmektedir. Bu yan etkiler her ne kadar önlenebilir ve tedavi edilebilir nitelikte olsa da hasta, ekim öncesi oluşma ihtimali bulunan tüm riskler ile ilgili bilgilendirilmelidir. Aynı şekilde hastanın kronik bir rahatsızlığı varsa ve bu sebepten ötürü ilaç kullanması gerekiyorsa, bu bilgiler ekim doktoruyla paylaşmalıdır. Ayrıca saç ekiminin yan etkileri her kişide aynı olmayacağı ve bir kişide birden fazla yan etkinin görülebileceği de unutulmamalıdır.

Saç ekimi sonrası kızarıklık görülmesi normaldir. Hastaya göre değişmekle birlikte kızarıklık genelde 14-25 gün içerisinde geçer.

Saçınızın ilk yıkaması hastanemizde yapılmaktadır.

Ekilen saçlar ömür boyu kalmaktadır.

Operasyon lokal anestezi yanında sedasyon kullanılarak yapılmaktadır. Sedasyon damar yoluyla ilaç enjekte edilmesiyle uygulanabilir. Ancak tek yolu bu değildir. Ağız yoluyla alınan ilaçlar ya da solunum yoluyla da yapılabilir. Sedasyon hafif sedasyon ve derin sedasyon olarak ikiye ayrılır.